AKP neden kurtulmak istiyor?

AKP Genel Başkanı ile AKP’nin ileri gelenlerinin ağızlarından düşürmedikleri bir söz var; ‘darbe mahsulü Anayasa Türk demokrasisine yakışmıyor. Milletimizi yeni, sivil anayasa ile buluşturmak istiyoruz’

Alkış…

Meclis Başkanı bu kapsamda partilerle temas kurdu, onları ziyaret etti. Ziyaret etti ama ser verip sır vermedi. Ne istediklerini söylemedi. Belki kendi de bilmiyordur!...

Neyse…

Erdoğan, Anayasa’nın Türk demokrasisine yakışmadığını dün bir vesileyle tekrarladı. Vesile Cumhur İttifakı’nın asli unsuru, iktidar ortağı Hüda Par Genel Başkanı’nın Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin kaldırılmasını istemesi oldu…

Bu talep yüz bulmadı, destek çıkan parti olmadı…

Erdoğan’a hak veriyorum, özellikle 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle oluşan rejim Türk demokrasisine yakışmıyor.

Ülke kaderinin tek adamın iradesine bağlanması zaten demokrasi ile bağdaşmıyor. Her türlü yetkinin tek kişide toplandığı rejime demokrasi denemez. Seçim yapıldığı için batılılar hibrit rejim diyor. Kuvvetler birliğine dayalı yarı sert otoriter rejime verdikleri isim bu…

Yasama organının devre dışı kalması, yargının hükümetin gözünün içine bakması, kararları hukuka göre değil, siyasal atmosfere göre alması, daha doğrusu siyasetin ricalarını yerine getirmesi içime sinmiyor….

Ben de Anayasa’nın bir an önce değişmesini istiyorum. Ne istediğim de belli…

Peki AKP ne istiyor?

Erdoğan ne istiyor?

Anayasa’nın hangi maddeleri onları rahatsız ediyor. Ellerini kollarını bağlıyor? Bakıyorum hiçbir madde… Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini kendisi imzalayarak kendi yetkilerini arttırabiliyor.

Daha ne?!...

Bu kadar çok yetkisi varken, sözü kanun gücündeyken, bir dediği iki edilmezken daha ne istiyor?

Bilmiyoruz. Çünkü söylemiyor.

Belki de enflasyonun biraz daha zaman alacağı için bizleri anayasa ile meşgul etmek istiyordur… Maliye Bakanı Şimşek bir yıl içinde enflasyonun yüzde 17’lere kadar ineceğini söyledi ama bunu nasıl yapacağını söylemedi…

Herhalde hızla faiz indirimine başlayacak. Çünkü faiz inmeden enflasyon inmez!...

Faizini ne kadar aşağıya çekerlerse enflasyon da o kadar aşağıya iner!..

Kim söyledi?

Ülkeyi tek başına yöneten kişi söyledi…

Erdoğan söyledi…

Uçağa binen, Saray’a girebilen, yanına yaklaşan gazetecilerden biri sorsun bakalım Erdoğan ne cevap verecek?

O günün şartları öyleydi değip geçecek mi yoksa o da Ukrayna/Rusya savaşı ile 2023 şubat depremine mi bağlayacak? Haa bir de Covid/19 salgını var. Ona sığınabilir…

Şu notu düşerek küçük bir hatırlatma yapayım… Pandemi sonrası enflasyon yüzde 14/15 seviyelerinde geziniyordu. 2021 yılında Erdoğan’ın faizi indirin direktifinden sonra enflasyon patladı. Yüzde 60’lara zıpladı. Rusya/Ukrayna savaşı ise taa 2022 yılının 24 Şubat’ında patladı…

İnanmayan 2021 yılının aralık ayına 2022 yılının ocak ayına baksın…

Erdoğan enflasyon biraz zaman alacak derken aslında erken seçime gitmeyeceği sinyalini verdi…

Çünkü cümle alem biliyor ki Erdoğan gitmeden enflasyon tek haneye inmez, rayına oturmaz.

Çünkü cümle alem biliyor ki Erdoğan gitmeden ekonomideki kara delikler kapanmaz.

Erdoğan dün yine müteahhitleri övdü. Gerçek değerinin beş katı, on katı, elli katı değer biçerek ihale versinler ben de o yolları, o köprüleri, o havaalanlarını yaparım…

Tarifeli uçağın yıllardır inmediği hava alanlarını saymayayım. Yüzde 90 yanılma payıyla verdikleri garantileri önlerine dökmeyeyim.

Tek bir örnekle yetineyim. Yıllardır övündükleri, dünya şaheseri ilan ettikleri Çanakkale Köprüsü’nden yılda 16 milyon 425 bin araç geçeceği düşünülerek yapımcı firmaya garanti verilmiş. 3 milyon 396 bin araç geçmiş…

Yanılma payına bak!...

Bu hesabı yapanlar ya matematik bilmiyor ya da avanta aldılar… Başka izahı var mı?

Kara delik bir, iki değil ki; onlarca… Erdoğan iktidardan gitmeden de kapanmaz. Kapanmayacağı içinde enflasyon inmez…

Acaba diyorum Anayasa’dan kurtulmalıyız, sivil anayasa yapmalıyız diyen AKP ileri gelenleri sırtlarındaki bu yükten mi kurtulmak istiyor?

Öyle ya…

Yeni iktidar bu hesapsız kitapsız inşaatların, har vurup harman savrulan paraların hesabını birilerinden soracaktır…

Sormalı da…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi